20 Ocak 2014 Pazartesi

50 Adet dinlendirici oyunlar

1-ÜÇ TOP
Bu bir top ( Bir elin işaret parmağı ile baş parmağı birleştirilir.)
Bu da bir top ( İki elin bütün parmakları karşılıklı birleştirilir.)
Ve işte kocaman bir top daha (Kollar başın üstünde daire yapılarak birleştirilir.)
Haydi sayalım toplarımızı
Bir…iki…üç… (Birinci, ikinci, üçüncü, hareketler sırasıyla yapılır.
2-KARDEŞİMİN TOPU
Kardeşimin bir topu var (İki elin bütün parmakları karşılıklı birleştirilerek top yapılır.)
Yumuşacık, yuvarlak (Parmaklar esnetilir.)
Bir de çekici var (Bir el yumruk yapılıp sallanır)
Bak vuruyor yavrucak (İki el yumruk yapılır, üst üste vurulur.)
Borazanı düt..düt.. diye.
Öttürür de öttürür. (Eller boru gibi yapılıp, ağza götürülür.)
Bazen de ceee yapıp,
Herkesi güldürür. (İki el ile yüz kapanıp, açılır.)
3-SAR MAKARAYI
Sar, sar, sar makarayı (iki el döndürülerek sarma hareketi yapılır.)
Çöz, çöz, çöz makarayı (eller ters yönde döndürülerek çözme hareketi yapılır.)
On kilo pekmez (iki elin parmakları öne doğru uzatılıp gösterilir.)
Yala, yala bitmez (iki el sıra ile ağza götürülerek yalama hareketi yapılır.)
Beşi sana, beşi bana (bir el öne uzatılır, diğer el göğse konulur.)
Ayşe… (eller üç kez alkışlanır.)
Fatma… (üç kez alkışlanır.)
Boncuk… (üç kez alkışlanır.)
Aslan geliyor, kaplan geliyor (eller ve kollar sıra ile yana açılır.)
Çekilin yoldan tıp… (kollar birbirine kenetlenip, bağlanır ve sessiz durulur.)
4-PARMAK KAÇ
Baş parmağım, baş parmağım nerdesin? (İki el arkaya saklanır.)
Buradayım (İki elin baş parmağı önde karşılıklı tutulur.)
Nasılsın efendim? ( Bir elin baş parmağı diğer baş parmağa doğru eğilerek hareket ettirilir.)
Teşekkür ederim. (Diğer baş parmak hareket ettirilir.)
Parmak kaç, parmak kaç (Önce sağ el, sonra sol el sıra ile arkaya saklanır.)
İşaret parmağım…
Orta parmağım…
Yüzük parmağım…
Serçe parmağım…şeklinde parmak oyunu tamamlanır.
5-ŞAP ŞAP
Şap şap diye, elleri çırparım. (Eller iki kez çırpılır.)
Pat pat diye, başlara vuralım. (Sırayla başın iki yanına vurulur.)
Haydi sessizce, kolumuzu saralım. (Kollar kavuşturulur.)
Elleri çırpalım. (İki kere eller çırpılır.)
6-ÖRDEK AİLESİ
Bu baba ördek, (baş parmak gösterilir)
Bu anne ördek, (diğer eldeki baş parmak gösterilir)
Bunlar da yavrular, (Elin diğer parmakları gösterilir)
Vak, vak diyorlar, (iki el üst üste konulur, gaga yapılır)
Derede yüzüyorlar.( yüzme hareketi yapılır)
Bir balık görünce, (el alına konularak, izleme hareketi yapılır)
Yakalayıp yiyorlar.( eller hızla vurulup, yakalama ve yeme hareketi yapılır)
7-İNSANLAR
Uzun insanlar, kısa insanlar (El ile uzun kısa hareketleri yapılır.)
Mutsuz insanlar, mutlu insanlar, (Yüz mimikleri ile ifade edilir.)
Şişman insanlar, zayıf insanlar, (Şişman ve zayıf hareketleri yapılır.)
Hızlı gidenler, yavaş gidenler, (Hızlı, yavaş parmaklarla gösterilir.)
Tembel insanlar, çalışkan insanlar.(Beden hareketleri ile canlandırılır.)
8-VÜCUDUM
Baş, gövde, bacaklar, (Vücudun bölümleri sırasıyla gösterilir.)
Hepsi benim vücudumda var. (Vücut bütün olarak gösterilir.)
Ona iyi bakarım,
Her gün spor yaparım.( Kollar omuz hizasında açılıp kapanır.)
Yararlı besinlerle, (Yeme hareketi yapılır.)
Vücuduma sağlık katarım. (Pazular gösterilerek güçlü olma hareketi yapılır.)
9-SAĞ EL, SOL EL
İşte sağ elim, havaya kaldırırım (Sağ el yukarı kaldırılır.)
Bu da sol elim gökyüzünü tutarım. (Sol el yukarı kaldırılır.)
Sağ el, sol elime bakar, (Eller karşılıklı tutulur.)
İşte böyle “şap şap��? yapar. (İki kez alkışlanır.)
10-İKİ EV
Tepede iki ev var,(İki el yumruk yapılır öne uzatılır.)
Bu evde Ayşe oturur, ( Sağ el yumruk yapılır öne uzatılır ve baş parmağı çıkarılır.)
Bu evde Fatma oturur, (Sol el yumruk yapılır öne uzatılır ve baş parmağı çıkarılır.)
Bir gün Ayşe evden çıktı, (Sağ elin baş parmağı gösterilir.)
Tepeye tırmandı, (Eller yukarı kaldırılır.)
Tepeden aşağıya indi. (Eller aşağıya indirilir.)
Bir o tarafa, bir bu tarafa baktı. (Sağ elin baş parmağı sağa sola hareket ettirilir.)
Fakat kimseleri göremedi,
Küçük evine girdi, (Sağ elin baş parmağı avuç içine saklanır.)
Ertesi gün Fatma evinden çıktı, (Aynı sözler ve hareketler tekrarlanır.)
Bir başka gün Ayşe ve Fatma, (İki elin baş parmakları kaldırılır.)
Evlerinden çıktılar.
Tepeye tırmandılar,tepeden indiler, (Eller yukarı aşağı hareket ettirilir.)
Ve birbirlerini gördüler.(Baş parmaklar karşılıklı tutulur.)
Ayşe Fatma’ya “Günaydın, nasılsın ?��? dedi.
Sonra kol kola girdiler
Ve okula gittiler.
(Sınıftaki çocukların isimleri kullanılarak, değişiklik yapılabilir. )
11-ÖRÜMCEK KARDEŞ
Örümcek kardeş duvara, (Parmaklar üst üste konur, serçe parmaktan başlanarak parmak uçları oynatılır.)
Tırmandı tırmandı,
Yağmur yağdı yağdı, (Parmaklarla yağmur yağması hareketi yapılır.)
Örümcek kardeş ıslandı, (Eller büzülüp, çene altına yapıştırılır.)
Güneş açtı açtı, (Kollar yarım daire şeklinde, yukarıda açılır.)
Örümcek kardeş kurudu,
Yavrularını toplayıp
Uykuya daldı. (Avuç içleri birleştirilip, yanağa konur.)
12-PENCERE
Odamda küçük bir pencere var (İki el yan yana açılıp, kapatılır.)
Kolunu çevirip açarım (Açma hareketi yapılır.)
Penceremden başımı uzatıp (Baş hafifçe öne uzatılır.)
Sağa sola bakarım. (Baş sağa, sola hareket ettirilir.)
Penceremin önünde temiz hava alırım. (Kollar yana açılıp nefes alınarak ciğerler şişirilir.)
Akşam olunca kapatır, (Kapatma hareketi yapılır.)
Yatağıma yatarım. (Uyuma hareketi yapılır.)
13-YEŞİL ŞİŞE
Beş yeşil şişe sallanıyor, (Baş parmak açılarak, el sallanır.)
İçlerinden biri, pat düştü yere.(Bir parmak kapatılır.)
Dört…
İçlerinden biri, pat düştü yere.(İki parmak kapatılır.)
Üç…
İçlerinden biri, pat düştü yere.(Üç parmak kapatılır.)
İki…
İçlerinden biri, pat düştü yere.(Dört parmak kapatılır.)
Bir…
İçlerinden biri, pat düştü yere.(Beş parmağın tamamı kapatılır.)
Hiç yeşil şişe sallanmıyor.(Baş olumsuz anlamda yanlara sallanır.)
14-MİKROP
Mikrop çıkmış yürümüş, yürümüş…(Sağ elin baş parmağı sol kol üzerinde yürütülür.)
Bir evin açık kapısından içeri girmiş. (Avuç ortasına gelinir.)
Bir de bakmış merdivenler var,
Başlamış çıkmaya. (Parmaklardan çıkılır.)
Üst kata çıkınca, kapıyı vurmuş. (Elin üst kısmına diğer elle vurulur.)
Tak… tak… kim o ? (Çocuk sesi verilir, sağ baş parmak sallanır.)
Ben. Bay mikrop. (Sağ elin baş parmağı mikroptur.)
Ne istiyorsun? (Çocuk sesi verilerek diğer baş parmak sallanır.)
Seni hasta etmeye geldim. (Mikrobun sesi verilir.)
Yaa… Beni hasta edemezsin. (Hayır anlamında baş iki yana sallanır, işaret parmağı saklanır.)
Bol bol uyudum, (Uyuma hareketi yapılır.)
İyi gıdalarla beslendim, (Eller ağza götürülerek yeme hareketi yapılır.)
Temiz bir çocuğum, (Vücut gösterilir.)
Aşı da oldum, (İşaret parmağı ile, iğne yapma hareketi yapılır.)
Beni hasta edemezsin. (Baş iki yana sallanır.)
Ben gidiyorum. (Mikrop merdivenlerden ıh, ıh diye parmaklardan indirilir.)
Annesi sabunlu su ile temizlik yapıyormuş,
Mikrobun ayağı kaymış, yuvarlamış, (Yuvarlanma hareketi yapılır.)
Kendisini kapının dışında bulmuş. (Eller sallanarak dışarıyı gösterme işareti yapılır.)
15-MİSAFİR
Tık, tık, tık, (Sol el yumruk yapılarak, sağ elin baş parmağına vurulur.)
Kim o, kim o ? (Sağ elin baş parmağı hareket ettirilir.)
Konuk geldi, konuk, (Sol elin baş parmağı hareket ettirilir.)
Ne istiyor konuk ? (Sağ elin baş parmağı hareket ettirilir.)
Bir yatacak yer. (El başa konulur, baş hafifçe yatırılır.)
Dur babama sorayım,
Baba, baba (Sağ elin baş parmağı işaret parmağına değdirilir.)
Efendim, efendim. (Sağ elin işaret parmağı hareket ettirilir.)
Konuk geldi, konuk. (Sağ elin baş parmağı hareket ettirilir.)
Ne istiyor konuk? (Sağ elin işaret parmağı hareket ettirilir.)
Bir yatacak yer. (El başa konulur, baş hafifçe yatırılır.)
Söyle içeri gelsin. (El ile kapı açma hareketi yapılır.)
Allah rahatlık versin. (İki el yanağa konur ve baş hafifçe yatırılır.)
16-ON PARMAK
Benim on parmağım var, (İki elin parmakları gösterilir.)
Hepsi benim. (Eller parmaklar göğüste kavuşturulur.)
Sımsıkı kapar, (Her iki el yumulur.)
Kocaman açarım, (Ellerin parmakları açılır.)
Birbirine kavuşturur,(Eller kavuşturulur.)
Arkama saklarım, (Eller arkaya saklanır.)
Yukarı kaldırır, (Kollar yukarı gerilerek kaldırılır.)
Aşağı indiririm, (Kollar bedenin iki yanına sarkıtılır.)
Sonra kucağımda dinlendiririm. (Eller rahat biçimde kavuşturulur, kucağa konur.)
17-SAAT
Kolumdaki saat, (Bilek gösterir.)
Tık tık, tık tık ses çıkarır. (Baş çok hafif sallanır.)
Masadaki saat, (Parmaklar kenetlenip, kollar ileri doğru itilir.)
Tik tok, tik tok yapar. (İşaret parmağı sağa-sola sallanır.)
Duvardaki saat. (İşaret parmağı ile duvar gösterilir.)
Ding dong, ding dong der. (Baş iki yana sal
18-VÜCUDUMUZ
Gürbüz bir parmak (Baş parmak gösterilir)
Ne hoştur sayı saymak
İşte bunlardan iki (iki parmak gösterilir)
İkinin var iki teki.
Şimdi üç oldular, azıcık çoğaldılar
Dört oldular bunlar bakın
Beş kardeş ne güzeldir,
Hepsi de bir eldedir
Bunlar oldu altıparmaklar ne çoğaldı
Altı bir daha yedi, daha sayma bitmedi
Bunlar da sekiz kardeş
Hepsi ikiz kardeş
Şimdi dokuz oldular, parmaklar çoğaldılar.
Parmaklar on oldu,
Eller parmakla doldu.
19-ON PARMAK
Benim on parmağım var (iki parmak gösterilir)
Sağ elimde beş parmak (sağ elin 5 parmağı gösterilir)
Sol elimde beş parmak (sol elin beş parmağı gösterilir)
Ben onlarla her şey yaparım (iki el açılarak göğüs üzerine konur)
Sayı sayar
Yazı yazarım (parmak ile havada yazı yazılır)
Birbirine kavuşturur (kollar birbirine bağlanır)
Arkamda saklarım (eller arkaya saklanır)
Yukarı kaldırır (eller yukarı kaldırılır)
Aşağı indirir (eller aşağı indirilir)
Yorulunca kucağımda dinlendiririm (eller dizler üzerine konur )
20-KURBAĞA KARDEŞ
Beş küçük kurbağa oturuyor (bir parmak avuç içine saklanır)
Biri yüzmeye gitti kaldı dört (dört parmak gösterilir)
Biri suya atladı kaldı üç (üç parmak gösterilir)
Üç küçük kurbağa biz ne yapalım dediler
İkisi suya atladı kaldı bir (bir parmak gösterilir)
Bir kurbağa “pek eğlenceli��? diyerek suya atladı (suya atlama hareketi yapılır)
Hiç kurbağa kalmadı (parmakların hepsi avuç içine saklanır)
21-Bir tabağa mevsim meyveleri konur (çiğ yenebilecek meyve, sebze, yemiş gibi) çocuğun gözleri bağlanır. Çocuktan dokunarak, koklayarak yada tadarak yiyeceklerin birini yada birkaçını tanıyıp adını söylemesi istenir. Böylece çocuğun dokunma, tatma duygusu ve dili gelişir
22-A L İ K U T U D A

Bütün çocuklar sıra aralarındaki boşluklarda ayakta dururlar. Öğretmen ; "Ali kutuda." dediği zaman herkes çömelik vaziyet alır. "Ali kutudan çıktı." deyince herkes ayağa kalkar. Öğretmen bu tempo ile giderken bazı komutlarda değişiklik yapar. Bu değişiklikte yanlış yapanlar yerlerine otururlar. En sona kalan sınıfın birincisi olur.

23-E Ş Y A V E Y E R

Bütün çocuklar sıralarında otururlar. Öğretmen bunlardan 6-8 tanesini çağırarak yazı tahtasının önünde yüzleri arkadaşlarına dönük olarak tutar ve hepsine bir isim verir. ( Örneğin ; Renkler, Kuş isimleri, Şehir ismi veya oyuncak isimleri gibi ) Bundan sonra oturanlar sıralarının üzerine başlarını koyarak gözlerini kaparlar. Öğretmen tahtadakilerin yerlerini değiştirir. Bundan sonra herkes bakar, bir kaç gönüllü istenir. Bu gönüllüler arkadaşlarının yer ve isimlerine göre onları tekrar dizerler.

24-S İ N C A P V E C E V İ Z

Bütün öğrenciler yerlerinde otururlar. Bir öğrenci sincap olur ve ceviz olarak eline silgiyi alır. Diğer öğrenciler, başlarını sıralarının üzerine koyarlar ( Uyuyormuş gibi ). Yanlız bir elleri, avuçları açık olarak yandadır. Sincap, cevizle arkadaşlarının arasında dolaşırken, Cevizi ( Silgiyi ) bir arkadaşının eline bırakır ve yerine oturmak üzere kaçar. Yerine ulaşıncaya kadar yakalanamazsa kurtulur. Eline ceviz konulan öğrenci sincabı yakalayamazsa kendisi bir sonraki oyun için sincap olur.


25-K İ M S A K L A D I ?

Bütün öğrenciler yerlerinde otururlar. Bir öğrenci kara tahtanın önüne getirilir. Diğerlerine arkası dönüktür ve gözlerini kapatır. Diğer bir çocuğu sınıfta bir yere saklar veya dışarı çıkarırlar. Öbür çocuklar da yerlerini değiştirerek karışık otururlar. Bundan sonra tahtada bekleyen öğrenciye "Kim saklandı ?" derler. Gözlerini yuman çocuk arkasını dönerek kimin dışarıya çıktığını veya saklandığını bulmaya çalışır. Bulamazsa ebe değiştirilir ve böylece oyun devam eder.
26- Evimiz Köyümüz
OYUNUN OYNANMASI:

İki tane büyük daire çizilir.Birinin adı ‘’Ev’’,diğerinin adı ‘’Köy’’ ,olur.Öğretmen çocuklara evimiz dediği zaman ilgili dairenin içine,köyümüz dediği zaman yine ilgili dairenin içine atlamaları gerekir.Önce yavaş sonra hızlı bir şekilde söyleyerek çocukları şaşırtmaya çalışır.Şaşıran çocuk oyun dışı kalır
27- Kör Yolcu Evini Bul

OYUNUN OYNANMASI:

Oyuncular bir çizgi gerisinde sıralanır.bunların 8-10 adım karşısındaki bir düzlüğe,yanyana üç daire çizilir.Çapları ortalama bir metre olmalıdır.Öğretmen çocuklara:
- Üç arkadaşınızın gözlerini bağlayacağım.Bunların karşısında bulunan evlerine gidip oturabilirlerse oyunu kazanacaklar,dışarda kalan evsiz yolcu olacaktır,denir.İstekli üç çocuğun çizgi gerisinde gözleri bağlanır.Öğretmenin işaretiyle oyuna başlanır.Evini bulan ve oturan oyuncular başarılı sayılır ve alkışlanır.

28- Rüzgar –Şimşek Oyunu

OYUNUN OYNANMASI:

Çocuklar rahat bir şekilde ayakta dururlar.Biri yönetmen seçilir.Seçilen çocuk ‘’ Rüzgar Es ‘’ deyince çocuklar,Rüzgarda savrulan ağaçlar gibi hareket ederler.’’Şimşek ‘’dediğinde ise donar kalırlar.Kıpırdayan çocuk oyun dışı kalır.En sona kalan kazanır.

29- :Balonlu Dans

MATERYAL : Balon

OYUNUN OYNANMASI:

Her çocuk kendine bir eş seçer.Eşlere birer balon verilir.Balonun karınlarının arasına yerleştirirler.Müzükle birlikte dansa başlarlar.Balonu düşen çift oyundan çıkar.Bir çift kalana kadar oyun sürdürülür.

30- :Sıcak -Soğuk

MATERYAL : Balon
OYUNUN OYNANMASI:

Sınıf iki eşit parçaya bölünerek ortaya bir çizgi çizilir.Çizginin bir tarafı sıcak,diğer tarafı soğuk ilan edilir.Öğretmen hızlı,hızlı yönerge verir.Sıcak dediğinde tüm çocuklar sıcağa,soğuk dediğinde tüm çocuklar soğuk tarafa geçer.Öğretmen şaşırtmaca yapabilir.
31- VÜCUDUMUZ
Gürbüz bir parmak (Baş parmak gösterilir)
Ne hoştur sayı saymak
İşte bunlardan iki (iki parmak gösterilir)
İkinin var iki teki.
Şimdi üç oldular, azıcık çoğaldılar
Dört oldular bunlar bakın
Beş kardeş ne güzeldir,
Hepsi de bir eldedir
Bunlar oldu altıparmaklar ne çoğaldı
Altı bir daha yedi, daha sayma bitmedi
Bunlar da sekiz kardeş
Hepsi ikiz kardeş
Şimdi dokuz oldular, parmaklar çoğaldılar.
Parmaklar on oldu,
Eller parmakla doldu.



32-ON PARMAK
Benim on parmağım var (iki parmak gösterilir)
Sağ elimde beş parmak (sağ elin 5 parmağı gösterilir)
Sol elimde beş parmak (sol elin beş parmağı gösterilir)
Ben onlarla her şey yaparım (iki el açılarak göğüs üzerine konur)
Sayı sayar
Yazı yazarım (parmak ile havada yazı yazılır)
Birbirine kavuşturur (kollar birbirine bağlanır)
Arkamda saklarım (eller arkaya saklanır)
Yukarı kaldırır (eller yukarı kaldırılır)
Aşağı indirir (eller aşağı indirilir)
Yorulunca kucağımda dinlendiririm (eller dizler üzerine konur )



33-KURBAĞA KARDEŞ

Beş küçük kurbağa oturuyor (bir parmak avuç içine saklanır)
Biri yüzmeye gitti kaldı dört (dört parmak gösterilir)
Biri suya atladı kaldı üç (üç parmak gösterilir)
Üç küçük kurbağa biz ne yapalım dediler
İkisi suya atladı kaldı bir (bir parmak gösterilir)
Bir kurbağa “pek eğlenceli” diyerek suya atladı (suya atlama hareketi yapılır)
Hiç kurbağa kalmadı (parmakların hepsi avuç içine saklanır)




34-BEŞ KÜÇÜK SİNCAP

Bir, iki, üç, dört, beş (parmaklar tek tek açılır)
Beş küçük sincap ağaçta duruyor (parmaklar avuç içine sıkılır)
Birinci küçük sincap “ben ne görüyorum” dedi. (baş parmak açılır)
İkinci küçük sincap “ben tüfek görüyorum” dedi (işaret parmağı açılır)
Üçüncü küçük sincap “hadi kaçalım” dedi (orta parmak açılır)
Dördüncü küçük sincap “ben korkuyorum” dedi (yüzük parmağı açılır)
Beşinci küçük sincap “ağaçta oturalım” dedi (küçük parmak açılır)
Bum! Tüfek patladı. Sincaplar kaçtı (eller çırpılır ve arkada saklanır)





35-
Dokunma Oyunu


Bu oyun kolaydan güçe doğru üç aşamada oynanmalıdır. Çocuklar, her üç aşamada da, tere yada iskemlelere, yarım ay biçiminde oturtulurlar.
a)- Öğretmenin göstermesiyle
Öğretmen, elini kendi başına koyar, çocuklara "başına dokun" der, çocuklar, öğretmene öykünürler, ellerini kendi başlarına dokundururlar. Aynı oyun "eline dokun", "dizine dokun", "kulağına dokun"…vb. sözlerle sürdürülür.
b)- Öğretmen göstermeden
Dokunma oyunu bu kez, öğretmenin söylediği yerlere kendisi dokunmadan oynanır. Öğretmen buyruk verir, çocuklar yaparlar.
c)- Şaşırtma yapılarak
Çocuklar, öğretmenin "dokun" dediği yerleri iyice öğrendikten sonra, aynı oyun, bu kez de şaşırtmacalı olarak oynanır. Öğretmen, kimi kez söylediği yere dokunur ; kimi kez de başka yere dokunur. Örneğin; kendisi," kendi koluna dokunurken, çocuklara "başına dokun" der. Çocuklar ( öğretmenin kendi koluna dokunarak yaptığı şaşırtmacaya kanmadan ) kendi başlarına dokunabilmelidirler.
Doğal ki, bütün çocuklar doğru yere şaşırmadan dokunmayı yapabilirler. Kimi doğru, kimi yanlış yapabilir. Bu durumda ise gülüşmeler olur, neşeli bir ortam oluşur. Oyuna başka başka zamanlarda, çocuklar şaşırmadan yapıncaya kadar yinelenebilir.
36-
Ben Kimim Oyunu




Çocuklar yarım halka biçiminde otururlar. Bir ebe seçerler. Ebenin gözleri kapatılır. Öğretmenin işaret ettiği bir çocuk kalkar, gelip ebeye sorar : "Ben kimim ?" der. Ebe, soran çocuğu, sesinden tanırsa, ebelikten kurtulur, soran çocuk ebe olur. Ebe bilemezse, ebeliği sürer. Başka çocuk sorar.
Bu oyun hayvan seslerini tanıtmak amacıyla da oynanır. Soran çocuk, bir hayvan sesi çıkarır, "Ben hangi hayvanım ?" diye sorar. Öteki kurallar aynıdır.
37-
Tatmadan Bul Oyunu




Öğretmen çocuklara, bir yiyeceğin tadını ve özelliklerini söyler. Bunun adını bulmalarını ister. Bulan çocuk alkışlanır. Bu oyun, çocukların tanıdıkları çeşitli yiyecekler tanımlanarak da oynanır.
Örneğin: "Sarı kabuklu, sulu, çekirdekli, tadı ekşi, çaya, çorbaya, salataya sıkılır; bunun adı nedir ?"diye sorulur. "Limon" olduğunu bilen çocuklar alkışlanır.
38-
Ses Tanıma Oyunu




Öğretmen oyun alanına bir kaç çalgı getirir.( flüt, melodika, mandolin, bağlama, akordeon, keman…vb.)
Bu çalgıları birer birer çalarak ( adları, biçimleri ve sesleriyle ) çocuklara tanıtır. Çocukların öğrendiklerini saptadıktan sonra, bir çalgıyı alır, çalar ve çocuklara sorar "Bu ses hangi çalgının sesidir ?"… Çocuklar yanıtlarlar. Ancak öğretmen, soru sormak için çalgıyı çalmadan önce ( bir paravanın yada kukla sahnesinin arkasına ) saklanır. Çocuklar çalgıyı görmezler. Sesinden tanımaya çalışırlar.
Bu oyun daha sonra, her çocuğa ayrı ayrı sorularak da oynanmalıdır. Aynı oyun, teybe alınmış çalgı sesleriyle oynanabileceği gibi, hayvan seslerini tanıtmak amacıyla teybe alınacak hayvan sesleriyle de oynanmalıdır.
39-
Bu Kim Oyunu




Çocuklar, yarım halka biçiminde ( yere ta da iskemleye ) otururlar.
Öğretmen sorar :
"-Ben kara gözlü, kıvırcık saçlı bir kız görüyorum; kim bu ?"
Çocuklar, öğretmenin bakmakta olduğu çocuğa bakarak, sorduğu kızın kim olduğunu bulurlar, adını söylerler.
Aynı oyun, çocukların aşağıda gösterilen başka özellikleri sorularak da oynanır :
a) Göz renkleri ve biçimleri ( mavi, kahverengi, yeşil, kara, ela, iri, küçük…vb )
b) Yüz biçimleri ( yuvarlak, uzun…vb )
c) Saç rengi ve biçimi ( kara, sarı, kahverengi, kıvırcık, düz, dalgalı ; uzun, kısa…vb )
Bu tür oyunlar, usandırmamak koşuluyla, arkadaşlarının çeşitli özelliklerini ( ve bu arada renkleri ) çocuklar öğreninceye kadar sürdürülür.

40-
Tadından Bul




Çocuklar yan yana dizilirler. Bir ebe seçilir. Önceden bir tabak içinde hazırlanmış çeşitli yiyeceklerden bir tanesi çocuğa tattırılır. Bunun ne olduğu sorulur. Gözleri önceden bağlanmış olan ebe, görmeden yediği yiyeceğin tadını düşünür, adını bulur, söyler. Bilen alkışlanır
41-
Acı-Tatlı Oyunu




Çocuklar sıra biçiminde yan yana dizilirler. Öğretmen karşılarına geçer, acı, ekşi, tatlı vb. tat bildiren sözcükleri söyler.
Acı denilince, çocuklar hep birlikte, ağızlarını açıp elleriyle ağızlarını yelpazeleyerek, ağızlarının acıdan yandığını belirtmeye çalışırlar.
Ekşi denilince, yüzlerini buruşturup ekşi yemişler gibi mimikler yaparlar. Tatlı denilince, tatlı yemiş gibi damak şaklatıp gülümserler.
42-
Parmak Şıklatma




Bu oyun, kolaydan zora doğru, üç aşamada oynanmalıdır. Çocuklar halka olur, otururlar.
Öğretmenin göstermesiyle ve hep birlikte
-Öğretmen "bir-iki" der, iki avucunu sayma temposuyla dizlerine vurur. Çocuklar öykünerek yaparlar, aynı devinim bir kaç kez yinelenir.
-Öğretmen "üç-dört" der, iki avucunu sayma temposuyla birbirine vurur. Çocuklar öykünerek yaparlar.
-Öğretmen "bir-iki-üç-dört" der ve avuçlarını iki kez dizlerine, iki kez de birbirlerine ( sayma temposuna uyarak ) vurur. Çocuklar öykünürler, yinelerler. Buraya kadar alıştırma yöntemiyle öğretilen sayma-vurma işlemi pekiştikten sonra öğretmen, parmak şıklatmayı gösterir, anlatır; çocuklara birer birer ve topluca yaptırır. Öğrenildiğini saptadıktan sonra, sayarak parmak şıklatmaya geçer.
-Öğretmen "beş-altı" der, sağ ve sol elleriyle ( sayma temposuna göre ) parmaklarını şıklatır. Çocuklar öykünerek yaparlar, gerektiği kadar yinelenir.
-Son aşamada öğretmen, "buraya kadar ayrı ayrı öğrenilmiş olan sayma-yapma devinimlerini birleştirir"; "bir-iki-üç dört-beş-altı " diye sayarak, sırasıyla iki kez dizlerine, iki kez ellerine vurur, iki kez de parmaklarını şıklatır. Çocuklar da öğretmene öykünerek ve tempoya uyarak yaparlar.
-Bu oyun iyice öğrenildikten sonra, alıştırmalar yaptırılmadan, birden altıya kadar sayılarak gereken devinimler yaptırılır.
-Öğretmen, çocukların dikkatlerini, ritmik duyuşlarını ve reflekslerini geliştirmek amacıyla, sayma-yapma temposunu hızlandırabilir, ağırlaştırabilir.
43-
Öt Kuşum Öt




Çocuklar arasından bir ebe seçilir. Gözleri bağlanır. Arkadaşlarından birisi sessizce yanına yaklaşır.
Öğretmen ;
-Arkadaşını tanıyabilecek misin ? diye sorar. Ebe, karşısındakinin yüzünü, saçlarını eliyle yoklar, tanıyamazsa ;
Öt kuşum öt… der.
Arkadaşı da, sesini değiştirerek kuş gibi ötme öykünmesi yapar. Ebe yine tanıyamazsa, başka bir oyuncu çağrılır, ebe ona da "öt kuşum öt" der. Tanırsa, ebelikten kurtulur, tanıyamazsa, ebeliği sürer. Tanınan çocuk ebe olur. Oyun böylece sürer.
44-
Dudaktan Anlama




Öğretmen, bilinmesi kolay olan sözcüklerden birini ( anne, baba, kardeş, arkadaş, adları gibi ) seçer, dudak hareketleriyle (hiç ses çıkarmadan) söyler. Çocuklar da, söylenen sözcüğün ne olduğunu öğretmenin dudak devinimlerinden bulmaya çalışırlar. Bilen çocuk öğretmen olur. Oyun böylece sürer.
45-
Karşıtını Bul




Öğretmen, "ben size bir sözcük söyleyeceğim, siz de o sözcüğün taşıdığı anlamın karşıtı anlam taşıyan bir sözcük bulup söyleyeceksiniz" der. Örneğin ; büyük-küçük, şişman-zayıf, beyaz-siyah, uzun-kısa, kalın-ince vb. öğretmen söyler, çocuklar yanıtlar.

46-
Zıp Zıldır Oyunu




Çocuklar yerlerinde otururlarken öğretmen veya ebe oyunu yönetir. "Zıldır" denildiğinde çocuklar başlarını öne eğerler, "Zıp" denildiğinde yukarı kaldırırlar. Yöneten, çocukları şaşırtmak için bir sözcüğü birkaç kez yenileyebilir. Şaşıran çocuk oyundan çıkar.
47-
Ayna Oyunu




Bir çocuk "ayna" olur. Başka bir çocuk da karşısına geçer, ayna olan çocuğun yaptığı devinimleri öykünerek aynısını yapar. Güldürücü devinimler çocukların daha çok hoşuna gider. Nasıl devinimler yapılacağı konusunda çocuk özgür bırakılmalıdır. İstenirse, bir çocuk ayna olduğunda, tüm çocuklar karşısına geçip onun devinimlerini öykünmeyle yaparlar.
48-
Bum Oyunu




Çocuklar halka biçiminde otururlar. Öğretmen "çocuklar, şimdi Bum oyunu oynayacağız. Aliden başlayarak her çocuk bir sayı söyleyecek" der. Örnek verir. Ali bir diyecek, Ayşe iki, Murat üç, Elif dört, Erol beş diyecek; altıncı sırada oturan Aysun da "Bum" diyecek. Aysun'dan sonra yine birden başlanacak, altıncı çocuk "bum" diyecek gibi bir açıklama yapar ve oyun istenildiği kadar sürdürülür.
Çocukların öğrendikleri her sayıdan sonra "bum" denilerek bu oyun oynanabileceği gibi, daha büyük sınıflarda sayıların katlarına gelince de "bum" denilerek oynanabilir. Örneğin ; bir-iki-BUM-dört-beş-BUM-yedi-sekiz-BUM-on-onbir-BUM gibi.Çocuklar BUM sözcüğünü topluca da söyleyebilir

49-Gezen Yüzük
Uzun bir ipe bir yüzük geçirilir. İpin iki ucu birleştirilerek düğümlenir. Bir ebe seçilir. Çocuklar iki elleriyle ipi dışarıdan tutarak, ip çevresinde bir halka oluştururlar. Çocukların elleri ip üzerinde birbirine daha yakın durur. Oyun başladığı zaman, ebe ortada durur; ipe geçirilmiş yüzük, bir çocuğun, ipi tutan eli altında saklanır. Halkadaki çocuklar, bu yüzüğü ebeye göstermeden birbirlerine aktarırlar. Çoğu kez de, ebeyi şaşırtmak için, aktarır gibi yaparlar. Bu arada ( yüzük yüzük nerdesin, acep hangi eldesin ) sözlerini söylerler. Ebe yüzüğün kimde olduğunu bulmaya çalışır. Bulabildiğini sandığı an "Durun !" der. Çocuklar dururlar. Ebe yüzüğün kendisinde olduğunu umduğu üç arkadaşına, ellerini açmalarını söyler; ( önce birine, bulamazsa ikincisine, onda da bulamazsa üçüncüsüne "elini aç" demek hakkı vardır.) yüzüğü bulursa, ebeliği biter; yüzüğü bulduran çocuk ebe olur. Bu oyun yere oturularak da oynanabilir.

50-Dörtlü Dokunma Oyunu
Dörtlü dokunma oyunu."başımız-omzumuz-dizimiz-ayağımız" sözleri söylenerek ve söylenen yerlere dokunularak oynanır. Oynayış sırasında devinimler gitgide hızlandırılabilir. Bu hızlandırma sırasında çocukların soluk almaları güçleşeceğinden, sözcükleri söylememeleri istenir, bunun yerine öğretmen söyler, çocuklar yapar. Bu uygulama biçimiyle oyun, aynı zamanda, kolay beden eğitimi işlevi de görür.
 

Bilmeceler

Çıt çıt çalışır Kurulunca bağrışır________________________________________________çalar saat
Fırında pişer Mideye düşer____________________________________________________eklmek
Yedim yeşil bir külâh Ağzım yandı ah ah ah________________________________________biber
              
Ay var iken çıkarlar Güneş var iken kaçarlar________________________________________yıldızlar
Gökten yağar kar değil Ses çıkarır taş değil Yuvarlaktır top değil Bilin bakalım bu nedir?______dolu
Pişirirsen aş olur Pişirmezsen kuş olur___________________________________________yumurta
Ufacık bir top İçini açtım bin top Yemeye doyamadım Ağzıma attım hop hop_______________nar
Gökte durur paslanmaz Suya düşer ıslanmaz______________________________________güneş
Bulutlardan süzülür İnci gibi dizilir Çamur olur ezilir Bilin bakalım bu nedir?_______________yağmur
Dumanı tüter İsterse gider Balık değildir Denizde yüzer______________________________gemi
İki kapaklı, çok yapraklı İçinde bilgi saklı__________________________________________kitap
Pamuk gibi tüyleri Havucu koparır dişleri Kulakları duyar her sesi Hızla çıkar tepeyi_________tavşan
Ayakları kürekli Ne kadar da yürekli Suda gider bir gemi______________________________ördek
Hem denizde hem karada Evini taşır sırtında______________________________________kaplumbağa
Kocaman kanatlı Şimdi yerden kalktı_____________________________________________uçak
Gece olur yakarız Gündüz olur kapatırız__________________________________________lamba
Bize ışık verir Daha sonra erir__________________________________________________mum
Şekere benzer tadı yok Gökte uçar kanadı yok______________________________________kar
Sütü pek çok sever Mırıl mırıl der Sütünü bitirince Bıyığını temizler_______________________kedi
Siyah beyaz benekli Yürüyen merdiven sanki_______________________________________zürafa
Dalda durur, elde durmaz_____________________________________________________kuş
Daldan dala atlarım Kuyruğumla sarkarım________________________________________maymun
Göz ile görülmez El ile tutulmaz Ondan uzak duranlar Sağlamdır hasta olmaz_____________mikrop
Benim iki pencerem var Etrafı etten duvar Her gün erken açarım Gece olunca kaparım ______gözler
Yarım kaşık, duvara yapışık____________________________________________________kulak
Bol emek verir Kendi yemez yedirir_______________________________________________arı
Karşıdan baktım hiç yok Yanına vardım pek çok_____________________________________karınca
Altı mermer, üstü mermer İçinde bülbül öter________________________________________ağız
Kökü yukarı Dalları aşağı______________________________________________________saç
Karnı şişik Kafaya yapışık_____________________________________________________burun
Yedi delikli tokmak, Bilmiyorsan aynaya bak_______________________________________baş
Çarşıdan alınmaz Mendile konulmaz Bundan tatlı bir şey olmaz________________________uyku
Ben giderim o gider Kâh benden önce gider Kâh arkamdan emekler____________________gölge
Ben giderim o gider İçimde tık tık eder__________________________________________kalp
Yaştır kurutamazsın Tuzunu bulamazsın Çiçeklerden toplanır Tadına doyamazsın_________bal
Kara tavuk dalda yatar Dal kırılmış yerde yatar____________________________________zeytin
Pulları var gelin değil Suda bulunur kayık değil Avuçta kayar sabun değil Bilemezsen karşımda eğil_balık
Yük görünce kaçar Ot görünce koşar__________________________________________eşek
Dağdan gelir, taştan gelir Tintin sakallı eniştem gelir_____________________________keçi
İki çubuk, bir makas Hokkabaz mı hokkabaz_____________________________________leylek
Yolda gider izi kalır Yuvasını sırtında taşır________________________________________salyangoz
Ebem yapar, dedem yapar Bıçkısı yok, rendesi yok İplikten ev yapar_____________________örümcek
On ay yatar İki ay kalkar Feneri yakar Etrafa bakar___________________________________ateşböceği
Hem böcektir hem kelebek Koza yapar öbek öbek_________________________________ipek böceği
Elemeden yoğurur Günaşırı doğurur_____________________________________________tavuk
Kümeslerin efesi Her sabah çınlar sesi Sanırsın ezan okur Uyandırır herkesi_____________horoz
Pençesi aslan gibi Gözleri volkan gibi Tüyleri pek yumuşak Onu gören fareler Saklanır köşe bucak__kedi
Rengi yeşil, çubukta yetişir Hem tazeyken hem kuruyken yenir__________________________fsulye
Alçacık boyu var Mor kadifeden donu var______________________________________patlıcan
Hanım içerde, saçı dışarıda                                                                                                 _______mısır
Kat kat katmer değil Yenir ama meyve değil                                                                             ____soğan
Sarı sarı sarkar Düşerim diye korkar                                                                                          ______armut
Çarşıdan aldım bir tane Eve geldim bin tane                                                                            _____nar
Dereler tepeler, şık şık küpeler                                                                                                         ___kiraz
Bir kızım var, yeşil mantolu Kırmızı elbiseli, siyah düğmeli                                                        ___karpuz
Küçücük fıçıcık, içi dolu turşucuk                                                                                              ______limon
Mavi atlas, iğne batmaz Makas kesmez, terzi biçmez                                                                ____gökyüzü
Kapıyı açar, kapamadan kaçar                                                                                                     _____rüzgar
Gökte gördüm bir köprü Rengi var yedi türlü                                                                              ____gökkuşağı
Bir ağacı oymuşlar İçine sesleri koymuşlar Yanlış yalan söylemiş Kulağını burmuşlar_____saz
Ben varmadan o varır Her şeyden çok yol alır                                                                    ________ışık
Ben giderim o gider Üstümde gölge eder                                                                              _______şemsiye
 

50 Adet hareketli çocuk oyunları

1-EŞLİ KOVALAMACA
Sınırları belli bir oyun alanında, çocuklar arasından altı kişi seçilir. Bunlar ikişer ikişer eşlendirilir ve birbirlerinin ellerinden tutarlar: Oyuna başlama: Oyunu yöneten işaret verince, elele tutan eşler tek olanları kovalamaya başlar, eşlerden birisi bu arada hangi oyuncuya elini değdirmişse onunla yer değiştirir. Belli bir süre sonra hiç vurulmamış olanlar oyunda başarılı sayılır. (Eşlerden birisi oyuncuyu vurabilir, her ikisi vuramaz)
2-EL TUT KURTUL
Oyuncular arasından bir ebe seçilir, diğeri oyun alanına dağılırlar. Oyuna başlama işareti verilince, ebe tek olan arkadaşlarını kovalamaya başlar. Bu çocuklar vurulacağını anlayınca hemen bir çocuğun elinden tutar, vurulmaktan kurtulur. Ebe bu sefer başka birini kovalar. El tutmadan vurulan, ebe ile yer değişir.
3-KEDİ İLE FARE:
Çocukların serbestçe oynayabilmeleri için bu oyunu açıklık bir yerde oynamak daha iyidir
Bir tara ya bir iskemle, yad bir direk veya çocukların arkasına geçerek saklanabilecekleri herhangi bir şey konulur. Bazen de ağaçta bu vazifeyi görebilir. Bundan on onbeş metre uzakta bir çizgi çekilir. Çocukların içinden bir tanesi kedi olur. Ağacın veya iskemlenin arkasına saklanır, diğer çocuklar ise faredir.Onlar çizgini arkasında dururlar. Fareler diye işaret verilince fare olan çocuklar hepsi birden kedinin saklı olduğu yere doğru giderler ve iskemle veya ağaca fareyi takliden elleriyle dokunurlar. Kedi istediği zaman saklı olduğu yerden çıkar, fareleri ta çizgiye kadar kovalar, çizgiye gitmeden yakalanan fareler kedi yavrusu olurlar, büyük kedi ile beraber ağacın arkasına saklanırlar, sonra kedinin emriyle fareler yaklaştığı zaman onunla beraber fareleri kovalarlar, oyuna böylece bir fare kalıncaya kadar devam edilir. En sona kalan fare öteki oyun için kedi olur.

4-TAZI VE TAVŞAN
Çocuklar elele tutuşarak bir daire teşkil ederler. Çocuklardan biri tazı olup dairenin içinde durur, bir diğeri ise tavşan olup dairenin dışındadır. Tazı tavşanı kovalar ve dairenin öbür tarafına geçmeye çalıştıkça dairedekiler kollarını alçaltarak veya yükselterek mani olmaya çalışırlar. Arada sırada çocuklar tazıyı dairenin öbür tarafına geçmeye bırakırlarsa oyun daha heyecanlı olur. Tazı tavşanı tutunca daireye girilir ve yerlerine başkaları tazı ve tavşan olur.
5-Kurt-Kuzu (Kuyruk koparma) : çocuklar iki gruba ayrılır, herkes önündekinin beline sarılır. En öndekiler diğer grubun en sonundakini koparmaya çalışır. Kopanlar koparan grubun içine katılır. Kaç kişi koparılıp katılırsa o kadar puan alır.
6-Kol Koparma : çocuklar karşılıklı olarak iki sıra olur. Arada 20-25 m mesafe bulunur. Herkese numara verilir. çocuklar sıkı sıkıya elleriyle kenetlenir. Karşı taraftan birinin numarası söylenir. O koşarak gelip bu diziyi koparmaya çalışır. Koparırsa bir kişiyi esir alır, koparamazsa kendisi esir olur, o diziye katılır. En çok esir alan taraf oyunu kazanır.
7-Tavşan Yuvada : çocuklar halka olur, her çocuk bulunduğu yere bir çember çizer. Çember sayısı çocuklar dan 1-2 eksik olmalıdır. Bu çemberin dışına çıkılır. Çemberlerin çevresinde şarkı söyleyip el çırparak dönülür. Düdükle yada komutla herkesin bir çembere girmesi istenir. Açıkta kalan oyundan çıkarılır.
8-Ağacını seç : Aynı oyun ormanlık alanda çember yerine ağaçlar seçilerek oynatılır. Ancak bunda seçilen ağaç sınırlandırılmalıdır. Komutla her çocuk ağacı değiştirir. Açıkta kalan cezalandırılır.
9-Hırsız-Polis : çocuklar 15-20 m. Ara ile iki sıra yapılır. Bir grup hırsız, diğer grup polis olur. Tam ortaya bir çember çizilir. İçine eşya konur. Sıradaki her çocuga bir numara verilir. Numarası söylenen hırsız ve polis çember yakınına gelir. Hırsız eşyayı çalmaya, polis yakalamaya çalışır. Başaramayan diğerine esir olur.
9-Arkada Kalma : Lider sürekli yer değiştirir. Düdükle çocuklar liderin arkasında sıra olacaktır. En sona kalan yada hiç sıraya giremeyen oyunu kaybeder.
10-Halat çekme : Yere paralel iki çizgi çekilir. çocuklar iki eşit guruba ayrılır. Çizgiler arasında, halat üzerine bir fular bağlanır. Halatı çekerek fuları kendi tarafına geçiren grup kazanır.
11-Hazine : Bir bölgenin etrafı 1 m ya da 75 cm yükseklikte halatla çevrilir. Burası hazine dairesidir. Bir grup içeride muhafız olur. Fularları kemerlerine kolayca alınacak şekilde bağlanır. Diğer grup fular kapacaktır. Bir süre sonra yer değiştirirler. Aynı süre onlar fular kapar. Süre sonunda çok fular alan oyunu kazanır.
12-Kozalak oyunu : Bir kova kozalak düzensiz olarak sağa sola saçılır. grup sayarak geri toplarlar. En çok kozalak toplayan ve kovaya koyan grup kazanır.
13-Üç kozalak oyunu : Bir kova ve üçer kozalak (taş) verilen gruplar kova ile kovaya 5 m. uzakta çizilen bir daire içine kozalakları tek tek taşır, sonra kovaya geri getirir. Önce bitiren grup kazanır.
14-Elma-simit yedirme yarışı : Gözleri bağlı ikişer yarışmacı birbirlerine simit yada elma yedirmeye çalışır. Önce bitiren kazanır. Ya da elma veya simit ipe bağlanarak asılır. Herkes kendi yemeye çalışır. Önce bitiren kazanır.
15-Şapka içindeki hayvanı görme : Bir defalık şaka oyunlarındandır. Şapka içinde istediği hayvanın gösterileceği söylenir. Aslında şapka içinde ayna vardır. Bakan kendini görür.
16-Eşini bul oyunu : çocuklar dağınık şekilde dururlar. Lider düdükle birlikte parmaklarıyla bir sayı işaret eder. çocuklar gösterilen sayı kadar eşleşerek otururlar. Dışarıda kalanlar oyundan çıkar. İki çocuk kalana kadar oyun devam eder.
17-Kaç-kurtul oyunu : çocuklar karşılıklı durarak iki halka oluştururlar. Kaçan ve kovalayan iki ebe olur. Kaçan halka dışına çıkamaz. İki kişi arasına geldiğinde dinlenebilir. Eğer sıradaki çocuklardan birine arkasını dönerse kaçan odur. Kaçan vurulursa kaçanla kovalayan değişir.
18-Peşimden gel-karşımdan gel : çocuklar daire olur ve çömelir. Ebe ayakta kalır. Daire çevresinde dolaşırken bir çocugun sırtına dokunarak “Peşimden gel.” Yada “Karşımdan gel.” Der. “Peşimden gel.” Derse ebeyi kovalayıp dokunup geri dönerek yerine oturur. Vuramazsa ebe koşarak boşalan yere oturur. “Karşımdan gel.” Derse aksi istikamette koşarak boşalan yeri kapmaya çalışırlar. Ayakta kalan ebe olur.
19-Teyzem Paris’ten geldi. : Seçilen çocuklar sırası ile sakız çiğneme; makas, dikiş makinesi, bisiklet, çamaşır makinesinin çalışmalarını taklit edeceklerdir. Ancak her taklide başlamadan önce aralarında sıra ile şu konuşma geçer. “-Teyzem Paris’ten geldi.” “-Ne getirdi?” “Sakız....” Her yanıttan sonra taklit başlayacaktır.
20- KEDi VE FARE

Öğrenciler bir veya iki halka üzerinde sıralanır. Yüzleri içe dönüktür. Bir oyuncu kedi olarak seçilir. Bu dairenin dışında kalır. Diğeri ise fare olarak dairenin ortasındadır. Kedi ; "Ben kediyim" diye seslenir.
Fare : "Ben de fareyim" der.
Kedi : "Seni yakalayacağım."
Fare : "Yakalayamazsın."
Oyun bundan sonra başlar. Kedi diğer oyuncuların engellemelerine rağmen fareyi yakalamak ister. Fare yakalanmamak için kaçar. Dairedeki çocuklar farenin kaçmasını sağlamak için ona yol verirler. Fare yakalanınca oyuna yeniden başlanır.
21-OYUNCAK OYUNU

Bütün çocuklar bir halka üzerinde sıralanırlar. Birisi ortadadır. Bütün öğrencilere birden altıya kadar numaralar verilir. Sonra öğretmen numaralara isimler verir.
Örneğin ; 1. ler Bebekler,
2. ler Trenler,
3. ler Toplar,
4. ler Tahta askerler,
5. ler Uçaklar,
6. lar Taksiler.
Bundan sonra ortadaki oyuncu, "Trenler" diye bağırır. Tren olan ikiler, geriye doğru bir adım atarak halka etrafında koşarlar ve tekrar yerlerine gelirler. Yerine ilk gelen öğrenci elini yukarıya kaldırır ve ortadaki ile yer değiştirerek, ikinci oyunu o başlatır.

22-GÜNAYDIN ( BENİMLE GELME )

Öğrenciler bir halka üzerinde, yüzleri merkeze dönük olarak durur. Bir ebe halkanın dışındadır. Halkanın etrafında koşarken hafifçe bir arkadaşına dokunarak, "Benimle gelme." der. İki oyuncu ters istikamette koşarlar. Karşılaştıkları zaman birbirlerini eğilerek selamlarlar ve "Günaydın" derler ve boş kalan yeri kapmak için koşularına devam ederler. Boş yeri kapamayan öğrenci ebe olur ve oyunu tekrarlar.

23-OYUNCAK KORUYUCUSU

Öğrenciler yüzleri merkeze dönük olarak bir halka oluştururlar. Dairenin merkezine bir oyuncak veya bir eşya konur. Bir çocuk bunun muhafızıdır. Bu öğrenci, elindeki topu halkada bir arkadaşına atar. Halkadakiler topla oyuncağı devirmek isterler. Bunu kim devirirse o muhafız ile yerini değiştirir, böylece oyun devam eder.



24-BENiMLE GEL

Bütün öğrenciler bir halka üzerinde yüzleri içe dönük olarak dururlar. Bir kişi dairenin dışındadır. Dışarıdaki oyuncu halkanın etrafında koşmaya başlayınca oyun başlar. Koşan oyuncu bir arkadaşının sırtına hafifçe dokunarak " Benimle gel." der. Dairenin etrafında bir kere koşu, arkadaşının yerini almaya çalışır. Vurulan oyuncu, arkadaşı kendi yerine gelinceye kadar dokunmaya çalışır. Bunda başarısız olursa ebe olur ve başka birisini koşturur. Eğer arkadaşına yerine gelmeden önce dokunursa kendi yine yerine geçer. Arkadaşı ikinci defa ebe olur.



25-YUVARLANAN TOPTAN KAÇ

Oyuncular bir halka yaparlar. Ayrılan bir tanesi merkezde durur. Halkadaki çocuklar bir voleybol topunu ortadaki çocuğa doğru yuvarlayarak onu vurmaya çalışırlar. Vuran oyuncu ile vurulan oyuncu yer değiştirerek oyuna devam edilir.

26-TOP ATMA

Öğrenciler yüzleri ortaya dönük, bir halka üzerinde yer alırlar. Ortada, elinde voleybol topu ile bir çocuk bulunur. Oyun başlayınca ortada bulunan oyuncu halka üzerindekilere topu iki elle, tek elle veya voleyboldaki gibi vuruşlara yaparak atar. Yandaki oyuncular da aynı şekilde topu oradaki oyuncuya atmaya çalışırlar. Öğretmen bir süre sonra ortadaki oyuncuyu değiştirir.

27-BAHÇEDEKi midilli

Çocuklar el ele tutarak, bir halka yaparlar. Yüzler ortaya dönüktür. Midilli olan çocuk ortadadır.
Dairedeki çocuklar ; " Midilli, sen bahçemize nasıl girdin ?"
Midilli ; " İçeriye atladım."
Dairedeki çocuklar ; "Nasıl çıkacaksın ?"
Midilli ; " İşte böyle."
Dedikten sonra Midilli, halkadakilerin kolları altından çeşitli denemeler yaparak halka dışına çıkamaya çalışır. Midilli dışarı çıkar çıkmaz, halka üzerindeki oyunculardan 3,4 tanesi koşucu olurlar ve Midilli'yi yakalamaya çalışırlar. Midilliyi ilk yakalayan bir sonraki oyun için Midilli olur.

28-MENDiL DÜŞÜRME

Bütün öğrenciler el ele tutuşur, yüzleri merkeze dönük olarak halka bir yaparlar. Elinde mendil olan bir oyuncu, halka etrafında koşmaya başlar. Mendili bir arkadaşının arkasına bırakır, koşusuna devam eder. Yakalanmadan arkadaşının yerini almaya çalışır. Arkasına mendil konulan öğrenci, mendilin farkına vardığı anda onu alır ve ebenin arkasından kovalar. Eğer kendi yerine kadar arkadaşına dokunamazsa ebe olur. Oyunu tekrarlarlar. Eğer arkadaşına dokunmaya muvaffak olursa kendi yerini alır, arkadaşı ikinci kez ebeliğe devam eder.
29-HENDEK ATLAMA

Birbirine paralel olmayan iki çizgi çizilir. Bir ucun açıklığı 50 cm, diğerinin ise 2 metre kadardır. Öğrenciler tek sıralı derin kolda dizilir. Çocuklar önce dar yerden atlamaya başlarlar. Atlayanlar sona kadar devam ederler. Atlayamayanlar yeniden kendilerini denerler.

30-İTFAİYECİ

Birbirlerinden 15 metre uzaklıkta paralel iki çizgi çizilir. Bütün öğrenciler çizginin biri üzerinde, yüzleri diğer çizgiye dönük olmak üzere yer alırlar. Karşı çizginin biraz gerisinde "İtfaiyeci" bulunur. Öğrencilerin hepsine 1'den 4'e kadar numara verilmiştir. Örneğin İtfaiyeci ; "Yangın ! Yangın ! 1 numaralı istasyon " diye bağırır. Bir numaralar karşı çizgiye kadar koşup geri dönerler. Diğer gruplar da bu şekilde çağırılır. Bazen itfaiyeci ; " 1 numaralı istasyon " diye bağırır. Bir numaralar karşı çizgiye kadar koşup geri dönerler. Diğer gruplar da bu şekilde çağırılır. Bazen itfaiyeci ; " Yangın ! Yangın ! Alarm var !" diye bağırır. O zaman bütün öğrenciler karşıya kadar koşup geriye dönerler.

31-E S İ R A L M A V E V E R M E

Oyuncular karşılıklı iki sıra olur. Aralarında 7-8 metre mesafe vardır. Her sıra sağdan numara sayar. A sıranın bir numarası karşıya gider. O sıranın önünden geçerken bir kişinin herhangi bir yerine dokunur ve yakalanmadan kendi sırasına doğru kaçar. Kendisine dokunulan oyuncu bunu öbür sıranın hizasına kadar kovalamaya başlar. Eğer oyuncuyu yakalarsa, yakalanan oyuncu B sırasına esir olarak gider, o sıranın en sonuna eklenir. Dokunulmadan kaçarsa B sırasındaki kovalayan oyuncu esir olur ve A sırasının en sonuna eklenir. Belli bir süre sonra hangi sıra daha fazla ise o taraf oyunu kazanır.

32-HAYVANAT BAHÇESİ

Bütün öğrenciler eşit olarak iki gruba ayrılırlar. Aralarında 4-5 metre mesafe olacak şekilde karşılıklı iki paralel çizginin üzerinde, yüzleri birbirlerine dönük olarak dizilirler. Bir grup kendilerine ( kendi aralarında seçerek ) bir hayvan ismi alır. Diğer gruba doğru yaklaşırlar. İki -üç adım kala ismini aldıkları hayvanın taklidini yapmaya başlarlar. Karşı taraftan herhangi bir oyuncu bunun hangi hayvan olduğunu tahmin ederse, hayvan ismi alan grup kendi çizgilerini geçinceye kadar kaçar, hayvanın ismini bilen grup kovalar. Yakalananlar, yakalayan gruba geçer. Oyun sıra ile devam ettirilir.

33-KÖPEKLER VE TOP

Bütün çocuklar gruplaşır, birer köpek ismi alırlar. Örneğin ; Finolar, Buldoklar, Çobanlar, Av köpekleri vb. hepsi bir çizgi üzerinde sıralanarak tek sıralı safta toplanırlar. Bir çocuk bir voleybol topu alır, bir grup köpeğin ismini çağırarak topu ileriye doğru yuvarlar. O ismi alan köpekler , topun arkasından tutmak için koşarlar. Kim önce topu yakalarsa, o atıcı olur ve oyun böylece devam eder.


34-BAHÇE YARIŞI

Başta bir lider olmak üzere bütün oyuncular bir çizgi üzerinde toplanırlar. Liderde bir top vardır. Diğer çocuklar gruba yaklaştırılıp 3-4 sebze ismi verilir. ( Biber, lahana, domates, havuç ) Lider topu sahaya doğru yuvarlarken ismi konmuş sebzelerden birini çağırır. Bu isimdeki sebzeler topu yakalamak üzere koşarlar. Kim önce topu yakalarsa liderle yer değiştirir. Diğerleri ilk yerlerine gelir, lider yeniden oyunu tekrarlatır.

35-TAVŞAN KOŞ

Çocuklar, tavşanlar ve tilkiler olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Tavşan grubunun başına bir "Anne Tavşan" seçilir. Tilkilerin kenarda bir evi olur ve bu civarda tilkiler saklanır. Anne tavşan çocuklarını geziye çıkarır ve tilkilerin evine doğru ilerler. Anne tavşan tilkilerin evine iyice yaklaştığı ve onların farkına vardığı zaman ; "Koş Tavşan, Koş ! " diye bağırır. Tavşanlar da evlerine doğru koşmaya başlarlar. Yakalananlar tilki olur. Oyun bir kaç defa böyle devam eder.

36-TOP OYUNU

Çocuklar, sayısı kadar gruba ayrılırlar. Her gruba bir top verilir. ( şimdi bir grubun nasıl oynayacağını izleyelim ) Her grupta 7 kişi olduğunu kabul edelim. 6 kişi bir çizgi üzerine dizilir ve 7 numaralı öğrenci bunların 4-5 adım ilerisinde onlarla yüz yüze gelecek şekilde yerini alır. 7 numaralı oyuncuda top vardır. Bu topu sırasıyla 1,2,3,4 diye sayarak en baştaki oyuncuya atar. O da tekrar 7 numaralı oyuncuya atar. Bu atıp tutma sırasında topu oyuncu tutamazsa en arkaya geçer, sıradaki oyuncu onun yerine geçer.

Not : Bu mesafe yakın görülürse uzatılabilir.

37-SENİ TUTABİLİR MİYİM ?

Bir öğrenci lider olur ve çizginin üzerinde durur. Diğerleri sarı, kırmızı, siyah, beyaz renklerini alırlar. Renk ismi alanlar liderden 4-5 metre mesafede dağınık olarak dururlar. Çocuklar seslenir ; "Ali seni tutabilir miyiz ?" Lider ;"Eğer beyazsanız ?" der. Beyazlar Ali'yi ( Yani lideri ) tutmak için koşarlar. Hangisi önce Ali'ye dokunursa o lider olur ve oyuna böylece devam edilir.

38-HOPLA MİDİLLİ

Bütün çocuklar bir çizgi üzerinde sıralanır. İçlerinden birisi Midilli olur. Midilli iki ayağı ile hoplaya hoplaya bir kaç adım ileri giderken, diğerleri de onu taklit ederek takip ederler. Birden bire Midilli "Dur" der ve gerideki çizgiye kadar arkadaşlarını kovalayarak onları vurmaya çalışır. Yakalananlar, Midilli'nin yardımcısı olur ve bir dahaki seferde onlarda arkadaşlarını vurmaya çalışır. En son kalan oyuncu bir dahaki oyun için Midilli olur.
39-ÜÇ AYI

Oyunculardan biri çocuk ayı, diğeri anne ayı, öteki baba ayı olur. Bahçenin bir köşesine gider, sırtlarını arkadaşlarına dönerler. Diğerleri bahçenin başka bir ucundan başlayarak ayılara yaklaşırlar. İçlerinden bir sorar ;
- Evde kim var ?
- Çocuk ayı.
Başka biri sorar ;
- Evde kim var ?
- Anne ayı.
Ve başka biri sorar ;
- Başka kimse yok mu ?
- Baba ayı var.
Bunun üzerine üç ayı arkadaşlarını kovalamaya, diğerleri de kaçmaya başlar. Yakalanan öğrenci olduğu yere oturur. Son üç kişi kalana kadar oyuna devam edilir. Sonraki oyunun ayıları bunlar olurlar.

40-AĞAÇLARDAKİ SİNCAPLAR

Bütün çocuklar 7-8 kişilik gruplara ayrılırlar. Her grup el ele tutarak bir daire yapar. Bir kişi ortada bulunur. Birisi de ebe olarak dışarıdadır. Daireyi oluşturan çocuklar bir ağacı temsil eder. Dairenin ortasındaki öğrenciler sincaplardır. Ebe olan öğrenci de sincaptır. Öğretmenin düdüğü ile sincaplar, kendi dairesinden çıkar ve başka daireye giderler. Bu sırada ebe olan sincap da kendisine bir ağaç bulur. Dışarıda kalan ebe sincap olur. ( Öğretmen bütün çocuklara sincap olma olanağı vermelidir.)


41-SIKI SIKI SARILALIM

Bütün öğrenciler dağınık olarak bahçede dolaşmaya başlarlar. Bir yandan da öğretmenin vereceği komutu izlerler. Öğretmen düdüğü çalar ve aynı anda kollarından birini havaya kaldırarak parmaklarıyla herhangi bir sayı gösterir. ( 1,2,3,4 veya 5 ) Düdük sesini duyan öğrenciler öğretmenin hangi sayıyı gösterdiğine bakarak bu sayıyı tamamlamak üzere arkadaşlarına sıkı sıkı sarılır. Bir süre sonra öğretmen oluşan grupları kontrol eder, sayıyı tamamlayamayan veya tek kalan öğrencileri eler ve oyuna devam edilir. (1 sayısı işaret edildiğinde öğrenciler tek başlarına hazır olda beklerler.)


42-KOYUNLAR VE KÖPEKLER

Öğretmen bütün kahverengi ayakkabılılar koyundur der. Diğerleri de köpek olurlar. Bundan sonra öğretmen ; "Kaçın koyunlar" der ve koyunlar kaçmaya başlar. Bir kaç saniye sonra köpeklere " Yakalayın koyunları " denilir. Köpekler koyunların arkasından gider ve onları yakalayıp geri gelirler.

43-L İ D E R İ İ Z L E

Bütün çocuklar eşit sayılarda 7-8 gruba ayrılır. Bir grup 7 kişiden fazla olmamalıdır. Her grup derin kolda toplanır. 1 numaradakiler grubun lideridir. Öğretmenin işaretiyle oyun başlar. Lider çeşitli yürüyüş ve hareketler yapar, diğerleri onu takip ederler. 3-5 hareketten sonra öğretmen yine düdük çalar ve lider değişsin der. Bu komutla 1 numaradaki lider en arkaya geçer ve 7 numaralı oyuncu olur. 1.numaradakiler liderdir. ( Yani önde olan lider olur.) Öğretmen her çocuğa bir lider olma şansını tanımalıdır.

44-Ç Ö M E L İ K E L S E N D E

Öğrenciler bahçeye dağılırlar. Bir kişi ebe olur. Öğretmen düdük çalınca ebe hariç diğer çocuklar leylek gibi tek ayakları üzerinde dururlar. Ebe dokunmak üzere leyleklere yaklaşır. Leylekler bir ayakla sekerek kaçarlar. Kime dokunursa o çömelir. En son kalan leylek, ebe olur.



45-İ H T İ Y A R S İ H İ R B A Z

Bir çocuk "İhtiyar Sihirbaz" olarak seçilir. Diğerleri bir kaç adım mesafeden onu izlerler. Çocuklar sihirbazla alay ederler ; "İhtiyar sihirbaz, sihrini kaybetti !" , "sözde zengindi ama yerden 5 kuruşu bile alıyor !" derler. Sihirbaz kızar ve döner ; "Sizler kimin çocuklarısınız ?" diye sorar Çocuklar ; "Bakkalın Çocuklarıyız" , "kimsenin çocukları değiliz" , " Bekçinin çocuklarıyız " gibi değişik şeyler söylerler.
En sonunda birisi ; " Senin " der.
Sihirbaz kızar ve onları kovalamaya başlar. Kime elini değdirirse o çocuk sihirbaz olur, diğerlerini tutmak için o da sihirbaza yardım eder.
46- Mektup Var

Yarışmacılar yanyana dizilirler.Bir çocuk ebe olur.Hepsine bir kent adı verilir.Biraz ileriye bir kale çizilir.Ebe yarişmacılarla kale arasında durur ve ‘’ Size bir mektup var’’ diye bağırır.Çocuklar hep birden ‘’ Nereden? ‘’ diye sorarlar.Ebe ise bir kent söyler.Adı söylenen çocuk fırlayıp ebeyi tutmaya çalışır.Ebeyi kaleye varmadan yakalayabilen çocuk ebe olur.

47- Mısır Patlatma

Oyuncular küçük bir halka yapar ve çömelik duruma geçerler.oyunu yöneten:
- ‘’Şimdi hep birlikte mısır patlatacağız.Ocağımızı yakalım,mısırları tavaya koyalım,içine biraz yağ koyalım,lezzetli olması içinde içine biraz tuz atalımve mısırlarımızın ısınmasını bekleyelim.Mısırlarımız yavaş yavaş ısınmaya başladı.En alttaki mısır ısınmaya başladı ve patladı’’,der.Oyuncular ‘’Pat’’ sesi çıkararak zıplarlar.Oyunun yönetmeni :
- ‘’İki mısır daha ısındı ve patladı’’ der.Oyuncular iki defa pat sesi çıkarıp,zıplarlar.Oyunu yöneten,istediği biçimde mısırları patlatarak oyunu uzatır.’’Mısırların hepsi ısındı’’ der ve çocuklar ‘’Pat’’sesi çıkararak zıplamaya başlarlar.

48- Kapalı Gözle Nişan Alma Oyunu

MATERYAL : Yazı Tahtası,Tebeşir

OYUNUN OYNANMASI:

Öğretmen yazı tahtasına,çocukların boyunu aşmayacak bir yükseklikte iç içe üç daire çizer.Yazı tahtasının 4-5 adım karşısına bir oyuncu yerleştirilir.Öğretmen oyuncuya:
- ‘’Gözlerin bağlı olarak bu dairelerin en küçüğüne parmağını değdirebilirsen oyunu kazanacaksın ve Günün nişancısı olarak ilan edileceksin’’ der.Bundan sonra her oyuncu birer kez şansını dener.En küçük daireye nişan alanlar alkışlanır ve Günün nişancısı olurlar.

49- Yağmur,Kar,Fırtına

OYUNUN OYNANMASI:

Oyuna başlamadan önce Yağmur,Kar,Fırtına sözcüklerinin karşılığında yapılacak hareketler çocuklara öğretilir.Yönetici,yağmur dediği zaman oyuncular parmaklarını yere doğru çevirerek kollarını aşağı yukarı indirip kaldırmaya başlar.Kar denildiğinde eller göğüse vurulur.Fırtına denildiğinde bütün oyuncular ‘’vuuuuuuu’’ seslerini çıkarır ve el çırpmaya başlarlar.Önce oyunun bir denemesi yapılır,daha sonra oyuna geçilir.Oyunda değişiklik olarak ‘’Benim söylediğimi yapın.Sizi şaşırtmak için bazen yanlış hareketler gösterebilirim’’der.Oyunda yanılanlar seyirci olarak kalır,hareketlere katılmazlar.

50- Kedi Fareyi Bul

OYUNUN OYNANMASI:

Çocuklar arasından bir kedi seçilir.Bunun yüzü duvara döndürülür.Diğer oyunculardan biri fare olur.Bunu kedi bilmemelidir.Öğretmen kediyi yanına çağırır ve:
-‘’Arkadaşların arasında bir fare saklanmış.Sen bunu yakalarsan bütün arkadaşların kedi gibi miyavlayacaklar,ama uzağında olursan hiçbirinin sesi çıkmayacak ‘’ der. Bundan sonra kedi yavaş yavaş arkadaşları arasında dolaşmaya başlar.Ne zaman kedi miyavlamaları fazlalaşırsa fareye yaklaştığını anlar ve onlar arasından asıl fareyi bulmaya çalışır.Oyunu kazanırsa o da arkadaşları arasından bir kedi seçme hakkını kazanır.

Bi kaç parmak oyunu daha

PENCERE

Odamda küçük bir pencere var (İki el yan yana açılıp, kapatılır)
Kolunu çevirip açarım (Açma hareketi yapılır)
Penceremden başımı uzatıp (Baş hafifçe öne uzatılır)
Sağa sola bakarım (Baş sağa, sola hareket ettirilir)
Penceremin önünde temiz hava alırım (Kollar yana açılıp nefes alınarak ciğerler şişirilir)
Akşam olunca kapatır, (Kapatma hareketi yapılır)
Yatağıma yatarım (Uyuma hareketi yapılır)

YEŞİL ŞİŞE

Beş yeşil şişe sallanıyor, (Baş parmak açılarak, el sallanır)
İçlerinden biri, pat düştü yere(Bir parmak kapatılır)
Dört…
İçlerinden biri, pat düştü yere(İki parmak kapatılır)
Üç…
İçlerinden biri, pat düştü yere(Üç parmak kapatılır)
İki…
İçlerinden biri, pat düştü yere(Dört parmak kapatılır)
Bir…
İçlerinden biri, pat düştü yere(Beş parmağın tamamı kapatılır)
Hiç yeşil şişe sallanmıyor(Baş olumsuz anlamda yanlara sallanır)

MİKROP

Mikrop çıkmış yürümüş, yürümüş…(Sağ elin baş parmağı sol kol üzerinde yürütülür)
Bir evin açık kapısından içeri girmiş (Avuç ortasına gelinir)
Bir de bakmış merdivenler var,
Başlamış çıkmaya (Parmaklardan çıkılır)
Üst kata çıkınca, kapıyı vurmuş (Elin üst kısmına diğer elle vurulur)
Tak… tak… kim o ? (Çocuk sesi verilir, sağ baş parmak sallanır)
Ben Bay mikrop (Sağ elin baş parmağı mikroptur)
Ne istiyorsun? (Çocuk sesi verilerek diğer baş parmak sallanır)
Seni hasta etmeye geldim (Mikrobun sesi verilir)
Yaa… Beni hasta edemezsin (Hayır anlamında baş iki yana sallanır, işaret parmağı saklanır)
Bol bol uyudum, (Uyuma hareketi yapılır)
İyi gıdalarla beslendim, (Eller ağza götürülerek yeme hareketi yapılır)
Temiz bir çocuğum, (Vücut gösterilir)
Aşı da oldum, (İşaret parmağı ile, iğne yapma hareketi yapılır)
Beni hasta edemezsin (Baş iki yana sallanır)
Ben gidiyorum (Mikrop merdivenlerden ıh, ıh diye parmaklardan indirilir)
Annesi sabunlu su ile temizlik yapıyormuş,
Mikrobun ayağı kaymış, yuvarlamış, (Yuvarlanma hareketi yapılır)
Kendisini kapının dışında bulmuş (Eller sallanarak dışarıyı gösterme işareti yapılır)

MİSAFİR

Tık, tık, tık, (Sol el yumruk yapılarak, sağ elin baş parmağına vurulur)
Kim o, kim o ? (Sağ elin baş parmağı hareket ettirilir)
Konuk geldi, konuk, (Sol elin baş parmağı hareket ettirilir)
Ne istiyor konuk ? (Sağ elin baş parmağı hareket ettirilir)
Bir yatacak yer (El başa konulur, baş hafifçe yatırılır)
Dur babama sorayım,
Baba, baba (Sağ elin baş parmağı işaret parmağına değdirilir)
Efendim, efendim (Sağ elin işaret parmağı hareket ettirilir)
Konuk geldi, konuk (Sağ elin baş parmağı hareket ettirilir)
Ne istiyor konuk? (Sağ elin işaret parmağı hareket ettirilir)
Bir yatacak yer (El başa konulur, baş hafifçe yatırılır)
Söyle içeri gelsin (El ile kapı açma hareketi yapılır)
Allah rahatlık versin (İki el yanağa konur ve baş hafifçe yatırılır)

ON PARMAK

Benim on parmağım var, (İki elin parmakları gösterilir)
Hepsi benim (Eller parmaklar göğüste kavuşturulur)
Sımsıkı kapar, (Her iki el yumulur)
Kocaman açarım, (Ellerin parmakları açılır)
Birbirine kavuşturur,(Eller kavuşturulur)
Arkama saklarım, (Eller arkaya saklanır)
Yukarı kaldırır, (Kollar yukarı gerilerek kaldırılır)
Aşağı indiririm, (Kollar bedenin iki yanına sarkıtılır)
Sonra kucağımda dinlendiririm (Eller rahat biçimde kavuşturulur, kucağa konur)

SAAT

Kolumdaki saat, (Bilek gösterir)
Tık tık, tık tık ses çıkarır (Baş çok hafif sallanır)
Masadaki saat, (Parmaklar kenetlenip, kollar ileri doğru itilir)
Tik tok, tik tok yapar (İşaret parmağı sağa-sola sallanır)
Duvardaki saat (İşaret parmağı ile duvar gösterilir)
Ding dong, ding dong der (Baş iki yana sal

VÜCUDUMUZ

Gürbüz bir parmak (Baş parmak gösterilir)
Ne hoştur sayı saymak
İşte bunlardan iki (iki parmak gösterilir)
İkinin var iki teki
Şimdi üç oldular, azıcık çoğaldılar
Dört oldular bunlar bakın
Beş kardeş ne güzeldir,
Hepsi de bir eldedir
Bunlar oldu altıparmaklar ne çoğaldı
Altı bir daha yedi, daha sayma bitmedi
Bunlar da sekiz kardeş
Hepsi ikiz kardeş
Şimdi dokuz oldular, parmaklar çoğaldılar
Parmaklar on oldu,
Eller parmakla doldu

ON PARMAK

Benim on parmağım var (iki parmak gösterilir)
Sağ elimde beş parmak (sağ elin 5 parmağı gösterilir)
Sol elimde beş parmak (sol elin beş parmağı gösterilir)
Ben onlarla her şey yaparım (iki el açılarak göğüs üzerine konur)
Sayı sayar
Yazı yazarım (parmak ile havada yazı yazılır)
Birbirine kavuşturur (kollar birbirine bağlanır)
Arkamda saklarım (eller arkaya saklanır)
Yukarı kaldırır (eller yukarı kaldırılır)
Aşağı indirir (eller aşağı indirilir)
Yorulunca kucağımda dinlendiririm (eller dizler üzerine konur )

KURBAĞA KARDEŞ

Beş küçük kurbağa oturuyor (bir parmak avuç içine saklanır)
Biri yüzmeye gitti kaldı dört (dört parmak gösterilir)
Biri suya atladı kaldı üç (üç parmak gösterilir)
Üç küçük kurbağa biz ne yapalım dediler
İkisi suya atladı kaldı bir (bir parmak gösterilir)
Bir kurbağa “pek eğlenceli‿ diyerek suya atladı (suya atlama hareketi yapılır)
Hiç kurbağa kalmadı (parmakların hepsi avuç içine saklanır)b